Rasih Nuri İleri, “Atatürk ve Komünizm, Kurtuluş Savaşı Stratejisi” adlı kitabında, babası Suphi Nuri İleri’nin bir anısını aktarır:
“Çankaya Köşkünde, sofrada, Mustafa Kemal Paşa bir gün hazır bulunanlara, alta tükürsen sakal, üste tükürsen bıyık, kabilinden bir soru sorar, o, ustası olduğu sorulardan biri; ‘Söyleyin bakalım, İsmet’le benim farkım nedir?’ Hazır bulunanlar kıvranmaya, kekelemeğe başlayınca Paşa işkenceye son vermiş, ‘ben anlatayım dinleyin’ demiş. Doğu’da kolordu kumandanı olunca eski kumandanın kurmay başkanı olan İsmet Bey’le görev başında nasıl karşılaştıklarını, ondan sonra hangi mevkiye gelirse İsmet’i yardımcı almaya karar verdiğini anlattıktan sonra aralarındaki farka geçmiş: ‘Zaferden sonra Ankara’ya yerleşeceğimiz belli oldu. İsmet’i yanıma çağırdım, yeni bir köşk yaptıracağım, gel senin evini de aynı zamanda yıkıp sen de bir köşk yaptır, beraber çıksın, dedim. İsmet; Paşam, bizim ev beni idare ediyor, zaten hazır param yok, diye cevap verdi; ısrar ettim, beraber yaptırırsak daha ucuza çıkar, parayı da temin ederiz, dedim. İsmet: Borç altına giremem, faiz yüklenir, ben planımı yaptım, bu yıl çatıyı aktaracağım, gelecek yıl evi boyatacağım, sonraki yıl...diye sıraladı ve bitmez tükenmez tamirlere girişti, hem bir şeye benzemedi, hem de çok daha pahalıya çıktı.İşte benimle İsmet’in farkı” diye tam gerçekçi bir tanımlama yapıvermiş.” (Rasih Nuri İleri, “Atatürk ve Komünizm, Kurtuluş Savaşı Stratejisi”, İleri Yayınları, 1.Basım, Ekim 2005, İst., s.s.24-25).
